Avrupa Birliği Başmüzakerecisi Egemen Bağış, bugün sona erecek Karadeniz Enerji ve Ekonomi Forumunda yaptığı konuşmasında, AB’nin son yıllarda güçlü bir büyüme sergileyen ve üyelik konusunda şartları yerine getiren Türkiye’de hiç de adil bir muamele göstermediğini söyledi. Bağış, Türkiye'nin Avrupa için ekonomik çözümler yatağı olduğunu da vurguladı.
Bağış, “Ben gururlu bir ulusun bireyiyim. Türkiye son on yılda muhteşem başarılara imza attı. Ancak karşılığında AB’den beklediği desteği alamadı. Bu hiç de adil bir durum değil” dedi.
Ekonomik Entegrasyon, Büyüme ve Fırsatlar başlıklı oturumda konuşan Babacan, Türk halkının büyük bir çoğunluğunun AB üyeliğini desteklediğini ancak üyelik konusunda karamsar olduğunu da dile getirdi.
Bağış, “Türk halkının yüzde 60’nın AB üyesi olmamızı istediğini biliyoruz. Ancak son dönemde Avrupalı ül fosforlu kalem kelerin Türklere davranışı yüzünden, halkın üyelik beklentisinin son dönemde azaldığını görüyoruz. AB’deki sağcı politikacıların son dönemde insanlarımıza, ülkemize hakaret ettiğini görüyoruz. Bu da Türk halkının karamsarlığa düşmesine neden oluyor” dedi.
KESİN BİR TARİH İSTİYORUZ
“Türkiye 2010’un ilk yarısında yüzde 11 oranında büyüdü. Bunu AB üyesi bir ülke olarak başarmadık. Ekonomik açıdan ne kadar güçlü olduğumuz ortada. Ancak bu bizi yanıltmamalı. AB ve Türkiye’nin karşılıklı olarak birbirine ihtiyacı var. Aslında bu her iki ülke içinde kazan-kazan durumu” diyen Bağış, AB üyesi olmak için yaklaşık 45 yıl beklediklerini, artık katılım müzakereleri için kesin bir tarih istediklerini söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da Salı günü İstanbul’da düzenlenen Global Ekonomik Forumu 2010’un gala yemeğinde aralarında Belçika Başbakanı Yves Leterme’nin de olduğu Avrupalı yetkililere seslenmiş ve bugüne kadar kendilerine verilen sözlerden hiçbirinin yerine getirilmediğini, AB’nin kapısını 50 yıldır aşındırdıklarını, daha fazla beklemek istemediklerini belirtmişti.
ZENGİNLİK BATIDAN DOĞUYA KAYIYOR
Bağış, konuşması sırasında Türkiye’nin ekonomik gelişimine de değindi ve “Günümüzde zenginliğin batılı ülkelerden doğulu ülkelere kaydığını görüyoruz. ABD ve Avrupa sıkıntı yaşarken, Çin, Rusya ve Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin hızla büyüdüğünü görüyoruz. Ekonomistler, 2030 yılında dünya ekonomisinin yüzde 60’nın gelişmekte olan ülkelerin hakimiyetinde olacağını söylüyor. Ancak hiçbir ülke tek başına bu denli büyük başarılara imza atamaz. Bu yüzden bütünleşme şart” dedi.
Türkiye’nin Bölgesel olarak entegre, küresel anlamda diğerleriyle bağlantılarını devam ettirme yönünde amacından şaşmayacağını söyleyen Bağış, Türkiye’nin elindeki kaynaklarla ve bulunduğu coğrafyayla AB’nin başta enerji olmak üzere ekonomik ihtiyaçlarını karşılama kapasitesine sahip olduğunu belirtti.
Bağış, “2001 yılında büyük bir kriz yaşadık. Sonrasında ciddi önlemler alarak ekonomimizi yeniden rayına oturmasını sağladık. O dönemde aldığımız önlemler sayesinde, küresel bankacılık sektörünü felç eden krizden, bankalarımızın zarar görmediğine şahit olduk. Aldığımız önlemler ve ekonomi politikalarımızla, Türkiye’nin Avrupa için ekonomik çözümler yatağı olduğunu söyleyebilirim” dedi.
YILMADIK YILMAYACAĞIZ
AB üyeliği konusunda tavırlarını değiştirmeyeceklerini söyleyen Bağış, eskiden aday ülkeydik, şimdi müzakereci ülkeyiz ve inanıyorum ki önümüzdeki süreçte üye ülkede olacağız. Bugüne kadar üyelik konusunda yılmadık, şimdi de yılmıyoruz ve ileri de yılmadığımızı göreceksiniz” dedi.
Diğer yandan Global Ekonomi Sempozyumu sırasında hurriyet.com.tr’nin sorularını yanıtlayan Cenevre merkezli Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü Ekonomi Profesörü Richard Baldwin, şu anda hem AB hem de Türkiye’nin kendi işlerine yoğunlaştığını, önümüzdeki 10 15 yıla üyeliğin gerçekleşmesini beklemediğini söylemişti.
Kategori : POLİTİKA